stratejik yorum

yataganbaba

Gelinlik Kızların Dansı!
Yatağanbaba Dışişleri Bakanı’na sordu: Uygur kızlarının, Çinli erkeklerle evlenmeye zorlandığı, evlenmeyenlere ise fahişelik yaptırıldığı doğru mu?

Çin yaptığı programları 60-70 yıllık yapıyor. Dolayısıyla asimile politikaları da böyle uzun bir zaman dilimine yayılıyor… Çin “Uygur Türkleri”ni sadece öldürerek değil, fakir Uygur kızlarını Çinli erkeklerle evlendirmek suretiyle de “yok etme” politikası uyguluyor. Detayları Halkın Yükselişi Partisi (HYP) Denizli İl Başkanlığı, Türk Devletleri Çalışma Kulübü (TDÇK), Yüksek Danışma Kurulu (YDK) Başkanı, Türkolog Adayı Levent Yatağanbaba’dan okuyalım


> “EVLENDİRME YOLU”YLA ASİMİLE ETME POLİTİKASI!

 

Çin'nin asimile yöntemleri de çok acımasız. Örneğin genç Uygur kızları ailelerinden koparılıp 3000 - 5000 kilometre uzakta fabrikalarda zorla çalıştırılıyor. 08.07.2009 Çarşamba günü Avrasya-ART televizyonunda canlı yayınlanan "Gündeme Dair" programında konuklardan biri “300.000 Uygur kızının yurdundan binlerce kilometre uzağa götürülüp zorla fabrikalarda çalıştırıldığını ve Çinli erkeklerle evlenmeleri için baskı uyulandığını” söyledi.

 

Fakir ailelerden olan bu kızları, eğer Çin erkekleriyle evlenirlerse, "Devlet size maaş bağlayacak ve evinizi döşeyecek" diye kandırmaya çalışıyorlar.

 

 

> ÇİNLİLER KENDİ ÇOCUKLARINI MI ÖLDÜRÜYOR?!

 

Levent Yatağanbaba’nın Almanya Stuttgart’tan aktardığı bu bilgi, “Uygur Türkü kızların Çinli erkeklerle evlendiririlmesi politikasının sebebinin sadece bir boyutu”, işin başka bir boyutu daha var… Çin sadace Uygur Türkleri’ni asimile / aslını unutturup kendine benzetme politikası için değil, aynı zamanda “nüfus ile baş edemediğinden” de bu yola başvuruyor. Detayları gene HYP TDÇK YDK Başkanı Levent Yatağanbaba’dan okuyalım:

 

Çin'nin ailere “sadece 1 çocuk hakkı” tanıdığı için bugün Çin'de erkeklerin sayısı kadınlardan 60 milyon fazla. Yani 60 milyon Çin gencine eş yok! Bu dengesizliğin bir tek açıklaması var: Bazı ailerler "soyunu devam ettirebilmek için" yeni doğan bebekleri erkek değilse öldürüyor!

 

 

> UYGUR KIZLARI NEDEN İNTİHAR EDİYOR?!

 

Çin, Uygur Türkü kızlarına iki seçenek sunuyor.

 

1- Ya Çinli erkeklerle evlenirsiniz, 
2- Ya da fahişelik yaparsınız…

 

Detayları HYP TDÇK YDK Başkanı Levent Yatağanbaba’dan öğrenmeye devam ediyoruz:

 

Doğu Türkistan Maarif ve Dayanışma Derneği Genel Sekreteri Dr.Alimcan Ataullah Kanal 24'ün bir programında şunları dile getirdi:

 

Fakir ailelerin kızlarını meslek okullarına götürme bahanesiyle ailelerinden koparıp 1 milyon evlenme çağındaki Uygur kızını Çin'nin çesitli bölgelerinde çalışma kamplarında ve bar/gece kulüplerinde çalışmaya zorluyorlar. Bu yüzden intihar eden birçok Uygur kızı var. Kaçıp yurduna dönen kızların ailelerine ağır para cezaları veriliyor. Bu iki seçenekten birini seçmeye zorlanan evlenme çağındaki Uygur kızları adeta vahşi Çinliler’in arasına atılıyor.

 

 

> UYGUR TÜRKLERİ ve 3 SİYASİ PARTİ’NİN TUTUMU:

 

Bugün paylaştığımız ve Dünya kamuoyunun günlerdir takip ettiği olaylarla ilgili Türkiye’deki Siyasi Partiler ne yapıyor?

 

İşçi Partisi Çin’e Toz Kondurmuyor!
Levent Yatağanbaba İşçi Partisi’nin tutumundan rahatsız: Bu konuyla ilgili Ulusal Televizyonu'nun, dolayısıyla İşçi Partisi’nin tutumu beni son derece rahatsız ediyor. “Bu olayların dışardan kışkırtıldığını” söyleyip Çin'e adeta toz kondurmuyor. “Geçmisten bugüne süregelen asimile/soykırımı görmemezlikten geliyor.” Vahşi Amerika’ya karşı tavır alırken, bir başka vahşi "süper güç”ün tarafinda yer alıyor.

 

Halkın Yükselişi Partisi Doğu Türkistan’ı Umursamıyor!
Türk Devletleri Danışmanım Levent Yatağanbaba haklı olarak İşçi Partisi’ne kızıyor ama benim Denizli’de kurduğum ve İl Başkanlığı’nı yaptığım Halkın Yükselişi Partisi ondan da beter, çünkü “hiçbir görüş belirtmiyor”… Haftalardan beri Halkın Yükselişi Partisi Resmi İnternet Sitesi olan www.hyp.org.tr manşeti’nde “HYP Genel Başkanı Yaşar Nuri Öztürk’ün boşanmakta olduğu eşinin Kanal D Televizyonu’nda yayınlanan ve sonra da yayından kaldırılan ‘Esra Ceyhan’la’ adlı programda söyledikleri yüzünden RTÜK’ün Kanal D’ye 500 milyar ceza kestiği haberi” duruyor…

 

Bu nasıl bir rezilliktir? Oluk oluk Türk ve Müslüman kanı akıyor, biz halâ Genel Başkanımız’ın eşiyle uğraşıyor, “Parti Sitemiz’in Manşetleri”nden düşürmüyoruz… Bu siteyi kim hazırlıyor ve yayınlıyorsa “acınacak” durumdadır. Bu siteyi kim hazırlıyor ve yayınlıyorsa Dünya’da değil “Uzay”da yaşıyordur, çünkü Dünya’da olup-bitenden hiçbir haberi yoktur! Olup-bitene “kör-sağır-dilsiz” bu hyp.org.tr sitesinin tek bildiği “Yatağanbaba’ya ambargo koymak”… Son üç yılda Türkiye’nin yarınları için düşündüğüm ve yayınladığım basın açıklamalarım Denizli-Türkiye ve Dünya’da 4.000’den fazla haber olup rekor kırarken, yayınlamayan tek site hyp.org.tr yani kendi partimin sitesi… Adama sormazlar mı “ulan sizin Allahınız-Kitabınız yok mu?” diye… O Allahsız-Kitapsız siteyi ya kapatacaksınız ya da o sitenin manşetine Yatağanbaba’nın “Uygur Türkleri” ve diğer açıklamasını koyacaksınız… Çünkü fikir üretip ortaya koyan benim! Hiçbir şey yapamıyorsanız, “Uygur Türkü Kardeşlerimizin acısını paylaşıyoruz” diye iki satır yazı da mı yayınlayamıyorsunuz sitede… Yazıklar olsun!

 

Saadet Partisi Lafta Kalmıyor Eyleme Geçiyor:
İşçi Partisi ve Halkın Yükselişi Partisi böyle yaparken, Saadet Partisi yapılması gerekeni yapıyor… İşçi Partisi gibi “Çin’deki olayları dışarıdan (Amerika) kışkırtıyor” diyerek Uygur Türkleri’nin uğradığı zulmü görmezlikten gelmiyor, Halkın Yükselişi Partisi gibi daha halâ Genel Başkan’ın boşanmakta olduğu eşi ile uğraşmıyor, Doğu Türkistanlı Uygur Türkü kardeşlerimiz için miting düzenliyor… Partileri’nin sitesinde de HYP Sitesi’ndeki gibi aylardır aynı haber yok, güncel olan Uygur Türkleri için düzenledikleri bu miting haberi var. Ben Denizli’de yaşadığım için İstanbul’daki bu mitinge katılamayacağım ama İstanbul’da yaşayıp da Saadet Partili olmayanları da bu mitinge katılmaya davet ediyorum… MHP’lisi CHP’lisi bu mitinge katılmalı, çünkü kendi partileri düzenlememiş SP düzenlemiş, destek vermek lâzım. Miting ile ilgili detayları Saadet Partisi’nin Sitesi’nden öğrenebilirsiniz: http://www.sp.org.tr/haber.asp?haber=2579

 

 

> ÇİN MALLARINI PROTESTO GEYİĞİ ve ZAVALLILIĞI!

 

Uygur Türkleri’nin uğradığı zulüm, bilinen bir gerçeği artık iyice tescilledi, o da şu: Türkiye’de yaşayan Türkler, yaptıkları işleri “göstermelik” yapıyor… “İtalya APO’yu vermiyor, haydin Millet İtalyan mallarını protesto edelim”, “İsrail Gazze’yi bombaladı, haydin Millet İsrail mallarını protesto edelim”, “Çin Uygur Türkleri’ni kesip-biçiyor, haydin Millet Çin mallarını protesto edelim”… “Bütün” ve de “tek” yaptığı bu, “falan ülkenin mallarını protesto edelim” geyiği…

 

Edersin de görürsün, Yılmaz Özdil Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde “bu ikiyüzlülüğünü” suratına çarpıverdi “popondaki dondan kefen bezine kadar hepsi de Çin malı” diyerek… (http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=12042157&yazarid=249&tarih=2009-07-10)

 

Sen “ucuz” diye tam 44 ayrı sektörün malını Türkiye’ye soktun ey Millet, gittin bunlara para verdin ve bu 44 sektörün Türkiye’deki yerli meslektaşlarını öldürdün… Çin 500 tane Uygur Türkü’nü öldürünce mi aklın başına geldi? Sen Türkiye’de milyonları öldürdün… “Ucuz” diye bu Çin bezlerine sarıldın, sadece Denizli’de 5000 tane dokuma tezgahı vardı şimdi 200’e düştü… “Çin mallarını protesto edecekmişmişmiş”… Ondan önce de İsrail mallarını protesto edecektin, nereye ediyorsun? Kullandığın silahtan, yediğin domatese kadar İsrail’e gebesin sen artık…

 

 

> YATAĞANBABA KONUŞTU MU DİNLEYECEKSİN,
   DİNLEMEZSİN BELÂNI BULURSUN!

 

Sen bu “falan ülkenin mallarını protesto edelim” lakırtını bırak da biraz delikanlı ol… Bu Ülke’de Yatağanbaba adında biri çıktı ve “Millet Olmaktan Uzaklaşıyoruz / Toprakçılık Ayağı ve Toprak Satışları” (http://topraksatislari.tr.gg) kitabını yazdı. Kitabında “Türkiye kendi kendine yeten Ülke konumundan karnını doyurabilmek için 106 Ülke’den gıda ithal etmek zorunda kalan Ülke konumuna getirildi, bunun çaresi derhal yeni bir Tarım Politikası uygulamak ve de Tohum Bankası kurmaktır” dedi. Kurdun mu? Kurmadın ve hala domatesine kadar İsrail Tohumu’na gebesin, sen neyinle kimi protesto edeceksin. O protesto ettiğini söylediğin İsrail sana kıçıyla gülüyor. Sana tohum vermese AÇSIN AÇ!...

 

Aynı Yatağanbaba sana iki yıldır anlatmadı mı Uygur Türkleri’nin dramını… Uygur Türkleri’nin camilere giremediğini, sokakta üç kişi yan yana yürüyemediğini, Kaşgar’ın dozerlerle yıkılmaya başlandığını, Cuma Hutbeleri’nde komünizm propagandası dinlemek zorunda kaldığını, oruç tutmasının yasaklandığını… Bunun gibi onlarca konu anlattım ben sana ey Millet! Almanya Mannheim’den 23 yaşındaki “Türk Devletleri Danışmanım” Serdar Bayram bana bunları rapor etti ben de “mührümü basıp” yayınladım, sen de bunları okudun.

 

Hatta Basın Toplantısı yaptım ve “Çin Uygur Türkleri’ne şu şu şu zulümleri yapıyor o bakımdan Türkiye diğer Müslüman Ülkeler’i de yanına alsın ve Çin’de yapılacak Pekin Olimpiyatları’na gitmesin” dedim. Bu açıklamam Denizli-Türkiye ve Dünya’da tam 35 ayrı gazete-televizyon-site’de haber oldu… “Dinledin mi beni” ey Millet? AKP’ye bu konuda baskı yaptın mı?

 

Hayır!

 

 

> OY VERDİKLERİN ÇİN’DE GÖBEK ATTI!

 

Ne yaptın peki? Gittin “köpek eti yiye yiye iyice köpekleşmiş” Çin’de MHP’lisiyle DTP’lisiyle aynı sahnede “yandan yandan kıvırdın”… SEN KIVIRDIN EY MİLLET! Diyeceksin ki ben mi gittim de Çin’de göbek attım? Evet sen gittin, evet sen attın o göbeği. Çünkü bunları Meclis’e sokup da beni Milletvekili seçmeyen sensin ey Millet! Şimdi AKP’li Başbakan Erdoğan “Uygur Türkleri’nin dramını” Müslüman Devletler’den oluşan G-8 Zirvesi’nde gündeme getirmişmişmiş… Üsküdar’da bile sabah oldu, sabah şerifleriniz hayrolsun “be hey” AKP ve de “be hey” bunları verdiği oylarla semirten Seçmen! Bunu ben sana dediğimde yapsaydın da bir işe yarasa iyi değil miyidi?!

 

Dinlemedin, etmedin, tutmadın… Sonunda da “belânı” buldun… Bundan sonra da “böyle” olacak, beni dinlemedin mi sürekli “belânı” bulacaksın!

 

Ya “insana yakışır” şekilde beni dinlersin, ya da yıllar sonra / anan ağladıktan sonra işte böyle “burnunu sürte sürte” dediğim yere gelirsinTelevziyonların “maden bulmuş gibi” ardı ardına sıraladığı haberleri ben sana 2 yıl önce haber verdim, uyardım. Başbakan G-8’leri ben o basın toplantımı yaptığımda toplayacaktı… İLLA Kİ BÖYLE OLUK OLUK KAN MI AKACAK BUNU YAPMAN İÇİN “BE HEY” AHMAK! Bu kafa “kafa” değildir. Nasıl ki Türkiye’de 4-5 tane çocuk arabanın altında ezilmeden okul önlerine trafik lambası konmuyorsa, burada da aynı kafa… İlla ki “bıçak kemiğe” dayanacak…

 

 

> ŞOR ve URUM TÜRKLERİ de ASİMİLE EDİLİYOR!

 

Uygur Türkleri’nin dramı “küpün dışına sızdı” ve sen o tatlı uykundan uyandın. Fakat şunu bil ki, bu dram sadece Uygur Türkleri’nde yok… Şor Türkleri de aynı durumda Urum Türkleri de… Fakat biliyorum ki sen bunların “adını bile” duymamışsındır. Fakat bu Ülke’de Yatağanbaba sana bunları anlattı… Şimdi bunların kitabını da yazacak… Çünkü biliyorum ki senin bunlardan “haberin” yok… O bakımdan da kitabın adı “Haberin Var Mı / Dindaşlarımız ve Irktaşlarımız” olacak… Türk Dünyası’na bir Yıldız gibi doğacak bu kitabımız için aylardır “destek olun” diye çağrıda bulunuyoruz, Süreyya Erışık (Solothom-İsviçre) ve Serdar Bayram’dan (Mannheim-Almanya) başka “1 lira” bile destek olan YOKTUR!  

 

İş Yatağanbaba’nın yazılarını okumaya geldi miydi, “tıklanma rekorları” kırıyor ama “gelin şu işe el atın” dediğimizde ortadan kayboluyorsun sen Millet! Sonra da çıkıyor “ay hadi falan ülkenin mallarını almayalım” deyip, bir-iki ürünü yakıyorsun iş bitiyor! “Protesto” böyle yapılmaz “be hey” kendini kandırıcılar… Protesto, o konuda bilinçlenmek / bilgilenmek ve de icabını yapmakla olur! Ülkeni korumak için silahında ve karnını doyurabilmek için domatesinde bile sen İsrail’e muhtaçsan, o yaktığın bir-iki İsrail malıyla “neyi” protesto ediyorsun ve de sen “kimi” kandırıyorusun!?

 

Sen şimdi gene her zaman olduğu gibi böyle “Çin mallarını protesto edelim” diye ciyak ciyak bağırırsın, iki ay sonra da gider gene televizyonlardaki pembe dizilere gömülür gününü gün edersin… Dibindeki Irak’ta 1 milyon komşun Amerika tarafından katledilirken bile sen bunu yaptın, orda oluk oluk kan akarken gittin televizyona gömüldün ve pembe dizileri izledin, taa Dünya’nın öbür ucundaki Uygur Türkleri’ni mi unutmayacaksın?! Buna sen kendin inanıyor musun ey Millet! Yakın tarihteki geçmişin gösteriyor ki, Uygur Türkleri’ni de unutacaksın ve gene kafanı deve kuşunun kuma gömmesi gibi televizyona gömülecek, yarışma programları ve pembe dizilerle birlikte çekirdek çitleyeceksin…

 

Sen bilirsin!

 

 

> ALLAH BANA “NİSA 75’İN HESABINI” SORMAYACAK!

 

Ben 38 yaşındayım, şu dünyada kaç yıl daha yaşayacağımı Allah bilir! Ben sen gibi göçmeyeceğim bu Dünya’dan… Allah bana “orda oluk oluk insan kanı akarken sen neden televizyonda pembe dizi izleyip de gününü gün ediyordun, dünya boştur kızlar hoştur coştur coştur diye kudurmuş gibi hoplayıp-zıplıyordun” diye sormayacak! Sana ise soracak ey Millet?

 

“Nerden biliyorsun soracağını” diyorsan, ben bilirim! Çünkü ben okurum! Sense “bağlısı olduğunu iddia ettiğin Kitap’ın Kur’an’ı bile okumuyorsun, okusaydın şu ayeti görecektin:

 

Size ne oluyor da Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz bizi, halkı zulme sapmış şu kentten çıkar; katından bize bir dost gönder, katından bize bir yardımcı gönder!" diye yakaran mazlum ve çaresiz erkekler, kadınlar, yavrular için savaşmıyorsunuz! (Nisa 75 / Prof.Dr.Yaşar Nuri Öztürk Tercümesi / www.kuranmeali.com)

 

Bu ayettekileri günümüzde Uygur Türkleri olarak düşünürsek, “Allah’ın göndermesini istedikleri” o “dost”lardan birini “Allah göndermiştir!” O Allah’ın gönderdiği “dost”lardan biri Yatağanbaba, yani benim! Çünkü “ürettiğim eserlerim” ortada… Bu “yakaran” mazlumların derdinin çaresi de bu eserlerimde… Ama destekleyecek kitle nerde?

 

Ben (yapmadığımız iş mi) “borçlanarak” da olsa bu “Haberin Var Mı / Dindaşlarımız ve Irktaşlarımız” kitabımı yayınlamaya çalışacağım… Çalışacağım ki, Nisa 75’deki soruya muhatap olmayayım!

 

 

> KIZLIK ZARI ve İNSANLIK ONURU KANI

 

“Gelinlik Kızların Dansı” başlığımız, Barış Manço’nun enstrümental / sözsüz bir bestesinin adıdır… O müzik “cıvıl cıvıl” bir müziktir… “Gelin” çünkü “düğünle / şenlikle” gelin gider… Burada ise “yuva kurmak” için değil “asimile politikasının figürü” olarak gelin gidiyor… Dansın / eğlencenin sonunda gerdek gecesi kızlık bozulur ve kan akar… Burada da kan akıyor ama “kızlık bozmadan” değil, “insanlık onurunun ciğnenmesi”nden

 

O bakımdandır ki, konu güya “ilk patlak verdiğinde” Dış İşleri Bakanı Davutoğlu’nun “Çin’e başsağlığı” dilemesine CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen tepki göstermiş ve şöyle demişti:

 

Davutoğlu’nun açıklaması yetersiz. Konu “Siyasi” değil, “İnsan Hakları” zemininde çözülmeli! (HaberTürk Televizyonu / 07 Temmuz 2009 – 19:49)

 

 

> BEN KONUŞTUM MU “AĞZIMDAN” KONUŞURUM!

 

O bakımdan, ister bana -daha önce dediğin gibi- “sanki bütün Dünya’nın tapusunu Yatağanbaba’ya vermişler, bir adam bu kadar kasıntı mı olur” de, ister “hak ver”… “Kasıntıysa kasıntı” kardeşim, kasılırım tabi! Söylediklerim “tek tek” çıkmamış mı? Çıkmış, bundan sonra da çıkacak, çünkü ben “söylediklerimi” diğer Siyasetçiler gibi vücudumun münasip bir yerinden değil “ağzımdan” söylerim. Ben konuştum mu “ağzımdan” konuşurum ve o konuda “duruş”umu net biçimde ortaya koyarım… O bakımdan ister “güzellikle”, isterse “burnunu sürte sürte” dediğim yere gelecek ve “ağzından konuşanlar”ın dediklerinin icabını yapacaksın, yapmadın mıydı –bugüne kadar olduğu gibi- belânı bulacaksın…

 

--------------

Halkın Yükselişi Partisi Denizli İl Başkanı / Yazar Yatağanbaba olarak; “Uygur Türkü kızların Çinli erkeklerle asimile politikası gereği fakirlikleri kullanılarak parayla veya zorla evlendirilmeleri”, “Halkın Yükselişi Partisi’nin Uygur Türkleri hakkında açıklama yapmaması ve de yapan kendi Başkanları Yatağanbaba’ya ambargo uygulaması” ve de “söylediklerimizin zamanında yapılması ile işlerin çözülebileceği / demirin tavında dövüleceği” konularında, diyeceklerim ve “duruş”um budur.

 

Aziz Milletimiz’e “böyle falan ülkenin mallarını protesto edelim diyerek kenidini kandırmaktan kurtarıp, işin çaresini anlatan / ağzından konuşan çocuklarını daha etkili desteklemelerini dileyerek” saygıyla duyuruyorum.

bugün 10661 ziyaretçi (19904 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol